Erkeklerde En Sık Görülen 2. Kanser

Prostat Kanseri: Türkiye’de Erkeklerde En Sık Görülen İkinci Kanser Türü
Türkiye’de kanser istatistikleri, belirli kanser türlerinin toplumda ne denli yaygın olduğunu anlamak açısından önemli bir yol göstericidir. Florence Nightingale Hastaneleri’nin verilerine göre, erkeklerde en sık görülen kanserler sıralamasında akciğer kanserinin ardından ikinci sırada prostat kanseri yer almaktadır. Bu liste, kolon kanseri, mesane kanseri ve mide kanseri ile devam etmektedir. 2020 yılı resmi verileri, Türkiye’nin 84 milyonluk nüfusunda yıllık 233.834 yeni kanser vakası ve 126.335 kansere bağlı yaşam kaybı bildirildiğini ortaya koymaktadır.
Prostat Kanseri ve Türkiye’deki Epidemiyolojik Durum
Epidemiyolojik çalışmalar, bir hastalığın toplumdaki dağılımını, sıklığını ve belirleyici faktörlerini inceleyen bilim dalıdır. Türkiye’deki prostat kanseri görülme sıklığı, dünyadaki genel eğilimlerle benzerlik göstermektedir. Ekonomim haber sitesinde yer alan ve 15 Eylül Prostat Kanseri Farkındalık Günü kapsamında yapılan açıklamalarda, DoktorTakvimi uzmanlarından Tıbbi Onkoloji ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Benekli, bu hastalığın ülkemizdeki erkekler arasında en sık teşhis edilen ikinci kanser türü olduğunu teyit etmiştir. Bu veri, konunun halk sağlığı açısından taşıdığı önemi açıkça ortaya koymaktadır.
Erkeklerde Kanser Türlerinin Dağılımı
Erkeklerde kanser insidansının dağılımı incelendiğinde, prostat kanserinin ardından farklı kanser türlerinin geldiği görülür. Cumhuriyet gazetesinin bir haberinde de belirtildiği üzere, akciğer kanseri erkeklerde en sık görülen kanser türüdür. Akciğer kanserinin en önemli ve önlenebilir risk faktörünün sigara kullanımı olduğu bilinmektedir. Bu durum, kanserle mücadelede sigarayla etkin bir şekilde mücadelenin ve toplumsal farkındalık çalışmalarının ne kadar kritik olduğunu göstermektedir. Erdem Hastahanesi verileri ise kadınlarda her 8 kadından birinin meme kanseri riski taşıdığını, erkeklerde ise en yaygın kanser tipinin [prostat kanseri](https://www.medihaber.net/?s=prostat kanseri) olduğunu işaret etmektedir.
Prostat Kanseri Hakkında Temel Bilgiler
Prostat, erkek üreme sisteminin bir parçası olan ve mesanenin altında yer alan küçük bir bezdir. Prostat kanseri, bu bezdeki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalmasıyla ortaya çıkar. Birçok prostat kanseri türü yavaş büyüme eğilimindedir ve erken evrede teşhis edildiğinde tedavi başarısı oldukça yüksektir. Ancak, bazı agresif türler hızla yayılabilir ve tedaviyi daha karmaşık hale getirebilir. Bu nedenle, erken teşhis her kanser türünde olduğu gibi prostat kanseri için de hayati öneme sahiptir.
Risk Faktörleri ve Korunma Yolları
Prostat kanseri gelişim riskini artıran çeşitli faktörler bulunmaktadır. İlerleyen yaş, en önemli risk faktörlerinden biridir; vakaların büyük çoğunluğu 65 yaş ve üzeri erkeklerde görülür. Ailede prostat kanseri öyküsünün bulunması da riski artırmaktadır. Bazı çalışmalar, yağdan zengin bir beslenme düzeninin de riski artırabileceğine işaret etmektedir. Korunma stratejileri arasında sağlıklı bir kiloyu korumak, fiziksel olarak aktif bir yaşam tarzı benimsemek ve meyve-sebzeden zengin dengeli bir beslenme öne çıkmaktadır.
Tanı ve Tarama Yöntemleri
Prostat kanserinin erken teşhisinde kullanılan başlıca yöntemler, Prostat Spesifik Antijen (PSA) testi ve dijital rektal muayenedir (DRM). PSA testi, kanda belirli bir antijen seviyesini ölçer. Yüksek PSA seviyeleri prostat kanserine işaret edebileceği gibi, prostat iltihabı veya büyümesi gibi durumlarda da yükselebilir. Dijital rektal muayene ise hekimin prostat bezinin boyutunu ve şeklini kontrol etmesini sağlar. Bu testlerde anormallik tespit edilmesi durumunda, kesin tanı için prostat biyopsisi yapılması gerekebilir.
Tedavi Seçenekleri Nelerdir?
Prostat kanseri tedavisi, kanserin evresine, hastanın genel sağlık durumuna ve yaşına bağlı olarak kişiselleştirilir. Erken evrede yakalanan ve yavaş büyüme gösteren kanserler için aktif izlem (watchful waiting) veya bekleyici gözlem (active surveillance) bir seçenek olabilir. Bu yaklaşımda, kanser düzenli aralıklarla kontrol edilir ve büyüme veya yayılma belirtisi gösterene kadar tedaviye başlanmayabilir. Lokalize hastalıkta radikal prostatektomi (prostatın cerrahi olarak çıkarılması) veya radyoterapi (ışın tedavisi) standart tedavi yöntemleridir. İlerlemiş veya yayılmış hastalıkta ise hormon tedavisi, kemoterapi, immünoterapi ve hedefe yönelik tedaviler gibi sistemik tedaviler uygulanır.
Toplumsal Farkındalığın Önemi
15 Eylül’ün Prostat Kanseri Farkındalık Günü olarak kabul edilmesi, toplumda bu hastalıkla ilgili bilgi düzeyini artırmayı hedeflemektedir. Farkındalık, erkeklerin risk faktörlerini öğrenmesini, düzenli kontrollerin önemini kavramasını ve olası semptomlar durumunda zaman kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmasını teşvik eder. Erken teşhis, tedavi seçeneklerinin çeşitliliğini ve başarı şansını önemli ölçüde artıran en kritik faktördür. Medya kuruluşlarının ve sağlık otoritelerinin bu konuda yaptığı bilgilendirici çalışmalar, halk sağlığına değerli bir katkı sağlamaktadır.
Türkiye’de ve dünyada erkek sağlığını önemli ölçüde etkileyen prostat kanseri, doğru bilgilendirme, etkili tarama programları ve gelişmiş tedavi yöntemleri sayesinde yönetilebilir bir hastalık haline gelmiştir. Kanser istatistikleri, bu alanda yapılacak farkındalık çalışmalarının ve bilimsel araştırmaların sürdürülmesinin gerekliliğini her zaman hatırlatmaktadır. Bireylerin sağlık kontrollerini düzenli yaptırması ve sağlıklı yaşam tarzı seçimlerini benimsemesi, kanserle mücadelede atılabilecek en etkili adımlardan biridir.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Prostat kanserinin erken belirtileri nelerdir?
Erken evre prostat kanseri genellikle belirgin bir semptom göstermez. Hastalık ilerledikçe idrarla ilgili şikayetler (sık idrara çıkma, özellikle geceleri, idrar yapmada güçlük, idrar akışında zayıflık), kanlı idrar veya kanlı meni, pelvik bölgede rahatsızlık hissi ve kemik ağrıları gibi semptomlar ortaya çıkabilir.
PSA testi her zaman güvenilir midir?
PSA testi tek başına kesin tanı koydurucu bir test değildir. PSA seviyeleri prostat kanseri dışında, prostatın iyi huylu büyümesi (BPH), prostat iltihabı (prostatit), idrar yolu enfeksiyonu veya hatta bisiklet sürmek gibi bazı fiziksel aktivitelerden sonra bile yükselebilir. Anormal bir PSA sonucu, mutlaka ileri tetkiklerle (biyopsi gibi) değerlendirilmelidir.
Prostat kanseri tedavisi cinsel işlevi nasıl etkiler?
Prostatektomi ameliyatı sonrası erektil disfonksiyon (iktidarsızlık) sık görülen bir yan etkidir. Sinir koruyucu cerrahi teknikler bu riski azaltmaya yardımcı olabilir. Radyoterapi de benzer sorunlara neden olabilir. Hormon tedavisi ise cinsel istekte (libido) azalmaya yol açabilir. Tedavi öncesi hekimle bu olası yan etkileri detaylıca konuşmak önemlidir.
Prostat kanserinden korunmak mümkün müdür?
Kesin olarak önlemek mümkün olmasa da riski azaltmaya yönelik önlemler alınabilir. Sağlıklı bir kiloda kalmak, düzenli fiziksel aktivite, domates, brokoli, yeşil çay gibi antioksidanlardan zengin besinler tüketmek ve doymuş yağ alımını sınırlamak önerilen yaşam tarzı değişiklikleri arasındadır.