Tükürük Bezi Hastalıkları Rehberi

Tükürük Bezi Hastalıkları: Nedenleri, Tanısı ve Tedavi Yaklaşımları
Tükürük bezleri, sindirim sürecini başlatan ve ağız sağlığını koruyan tükürüğü salgılayan hayati organlardır. Bu bezlerde enfeksiyon, tıkanıklık, otoimmün reaksiyonlar veya tümörler gibi çeşitli durumlar ortaya çıkabilir. Tükürük bezi hastalıkları, yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen ağrı, şişlik ve ağız kuruluğu gibi semptomlara yol açabilir. Bu yazı, bu hastalık grubunun ana tiplerini, teşhis yöntemlerini ve güncel tedavi seçeneklerini ele almaktadır.
Enfeksiyöz Tükürük Bezi Hastalıkları
Enfeksiyonlar, tükürük bezi patolojilerinin en yaygın nedenleri arasındadır ve bakteriyel veya viral kaynaklı olabilir.
Bakteriyel Enfeksiyonlar
Bakteriyel sialadenit, özellikle parotis bezini etkileyen bir durumdur. En sık görülen etken Staphylococcus aureus bakterisidir, ancak diğer pek çok bakteri de sorumlu olabilir. Tükürük akışının azaldığı durumlar (Sjögren sendromu, baş-boyun radyoterapisi, dehidratasyon) bakteriyel enfeksiyon riskini önemli ölçüde artırır. Semptomlar arasında ani başlangıçlı ağrı, bezde şişme, kızarıklık ve ateş bulunur.
Nadir görülen bir diğer bakteriyel enfeksiyon ise aktinomikozdur. Ağız boşluğunun normal florasında bulunan Actinomyces türleri, travma veya diş çekimi sonrası dokuya girerek kronik, sinsi seyirli bir enfeksiyona neden olabilir. Zamanla drene olan sinüsler oluşturabilmesiyle karakterizedir.
Viral Enfeksiyonlar
Kabakulak (mumps), parotis bezlerinin klasik viral enfeksiyonudur ve aşı ile önlenebilir. Çocuklarda en sık görülen parotis şişliği nedenidir. Sitomegalovirüs, coxsackievirus ve HIV gibi diğer virüsler de tükürük bezlerinde enfeksiyon ve şişliğe yol açabilir.
Otoimmün Tükürük Bezi Hastalıkları
Otoimmün kökenli hastalıklar, vücudun kendi savunma sisteminin tükürük bezlerine saldırması sonucu ortaya çıkar.
Sjögren Sendromu
Sjögren sendromu, tükürük ve gözyaşı bezleri başta olmak üzere ekzokrin bezleri hedef alan bir otoimmün bozukluktur. Bezlerde lenfositik infiltrasyon sonucu kserostomi (ağız kuruluğu) ve kseroftalmi (göz kuruluğu) gelişir. Tek başına görülebildiği gibi (primer), romatoid artrit gibi diğer otoimmün hastalıklarla birlikte de ortaya çıkabilir (sekonder).
Diğer Otoimmün Durumlar
Sarkoidoz, çoklu sistemi etkileyen granülomatöz bir hastalıktır ve tükürük bezlerinde infiltrasyona bağlı büyümeye ve ağız kuruluğuna neden olabilir. Parotis bezleri en sık tutulan bölgedir.
IgG4-ilişkili hastalık ise tükürük bezlerini etkileyerek kronik sklerozan sialadenite yol açan sistemik bir durumdur. Dokuda IgG4-pozitif plazma hücrelerinin infiltrasyonu ve fibrozis ile karakterizedir.
Tıkayıcı Tükürük Bezi Hastalıkları
Tükürük kanallarının tıkanması, bezin fonksiyonunu bozarak karakteristik semptomlara yol açar.
Sialolitiyazis
Tükürük taşları (sialolitiyazis), tıkayıcı patolojilerin en yaygın nedenidir. Submandibular bez, tükürüğünün daha mukus yapıda olması ve kanalının daha uzun ve eğimli seyretmesi nedeniyle parotis bezine kıyasla daha sık etkilenir. Taşlar, özellikle yemek yerken artan şiddetli ağrı ve şişlik ataklarına neden olur.
Tükürük Bezi Kistleri
Tükürük kanalı kistleri nadirdir ve herhangi bir bezde ortaya çıkabilir. Genellikle bir kanalın tıkanması sonucu gelişir ve ağrısız bir şişlik olarak kendini gösterir.
Tümöral Tükürük Bezi Hastalıkları
Tükürük bezi tümörleri, tüm baş-boyun tümörlerinin yaklaşık %3-6’sını oluşturur ve büyük çoğunluğu parotis bezinde görülür.
Benign Tümörler
Parotiste görülen tümörlerin yaklaşık %80’i benign (iyi huylu) karakterdedir. En sık karşılaşılan benign tümör, pleomorfik adenomdur. Genellikle yavaş büyüyen, ağrısız bir kitle olarak prezentasyon gösterir.
Malign Tümörler
Malign (kötü huylu) tümörler arasında mükoepidermoid karsinom, adenoid kistik karsinom ve asiner hücreli karsinom sayılabilir. Bu tümörler daha agresif seyirli olup, cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi kombinasyonları ile tedavi edilir.
Lenfoma ve Metastazlar
Lenfoma, özellikle Sjögren sendromu veya HIV enfeksiyonu öyküsü olan bireylerde tükürük bezlerini etkileyebilir. Cilt, akciğer, meme veya böbrek kanserlerinden kaynaklanan metastazlar ise oldukça nadirdir.
Diğer Tükürük Bezi Hastalıkları
Sialozis (sialadenoz), enflamatuvar veya neoplastik olmayan, genellikle parotis bezlerini etkileyen bir büyüme durumudur. Diabetes mellitus, alkolizm, malnütrisyon ve bazı ilaçlarla ilişkili olabilir.
Radyasyon kaynaklı kserostomi, baş-boyun kanserleri tedavisinde uygulanan radyoterapinin yaygın bir yan etkisidir ve tükürük bezlerinde kalıcı hasara neden olabilir. Antihistaminikler, antidepresanlar ve diüretikler gibi pek çok ilaç da ilaç kaynaklı ağız kuruluğuna yol açabilir.
Nekrotizan sialometaplazi ise, genellikle damaktaki minör tükürük bezlerini etkileyen benign, kendi kendini sınırlayan bir durumdur. İskemi kaynaklı olduğu düşünülür ve görünümüyle maligniteyi taklit edebilir.
Tanı Yöntemleri
Tükürük bezi hastalıklarının teşhisi, kapsamlı bir hasta öyküsü ve fizik muayene ile başlar. Görüntüleme yöntemleri tanıda kritik rol oynar:
- Ultrason: Taşların ve kitlelerin değerlendirilmesinde ilk basamak, non-invaziv bir yöntemdir.
- Sialografi: Kanalların kontrast madde ile görüntülenmesini sağlar, tıkanıklıklar ve darlıklar için idealdir.
- BT ve MRG: Daha detaylı anatomik bilgi sağlar, özellikle tümörlerin boyutu ve çevre dokuya yayılımının değerlendirilmesinde etkilidir.
- Sialendoskopi: Miniatur bir kamera ile kanalların doğrudan görüntülenmesini sağlayan minimal invaziv bir tekniktir. Hem tanı hem de tedavi (taş çıkarımı, darlık genişletme) amacıyla kullanılabilir.
- İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi: Şüpheli kitlelerden hücre örneği alınmasını sağlar ve patolojik tanıya götürür.
Tedavi Seçenekleri
Tükürük bezi hastalıklarının tedavisi altta yatan nedene bağlıdır. Bakteriyel enfeksiyonlar antibiyotiklerle, viral enfeksiyonlar ise destekleyici tedavi ve antiviral ilaçlarla yönetilir. Tıkayıcı hastalıklarda, taşların sialendoskopi veya cerrahi ile çıkarılması veya darlıkların genişletilmesi gerekebilir. Tümörlerin tedavisinde cerrahi eksizyon temel yaklaşımdır; malignitelerde radyoterapi ve kemoterapiye ek olarak başvurulur. Ağız kuruluğu (kserostomi) yönetiminde ise tükürük ikame ürünleri, hastanın kendi tükürük akışını uyaran ilaçlar ve titiz bir ağız hijyeni rutini önerilir.
Tükürük bezi hastalıkları geniş bir yelpazede ortaya çıkabilen ve multidisipliner bir yaklaşım gerektiren durumlardır. Erken teşhis ve uygun tedavi, hem semptomların kontrolünde hem de uzun vadeli komplikasyonların önlenmesinde büyük önem taşır.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Tükürük bezi iltihabının belirtileri nelerdir?
Ani başlayan şiddetli ağrı, etkilenen bez üzerinde kızarıklık, şişlik, ateş ve ağızda kötü tat en tipik belirtilerdir. Yemek yerken semptomlar şiddetlenebilir.
Tükürük bezi taşı kendiliğinden düşer mi?
Küçük taşlar bazen bol su içmek, masaj yapmak veya ekşi şeyler yiyerek tükürük akışını artırmak suretiyle kendiliğinden düşebilir. Ancak daha büyük taşlar genellikle sialendoskopi gibi müdahalelerle çıkarılması gerektirir.
Ağız kuruluğu hangi ciddi hastalığın belirtisi olabilir?
Sürekli devam eden ağız kuruluğu, Sjögren sendromu, diyabet, hipotiroidi gibi sistemik otoimmün ve endokrin hastalıkların veya baş-boyun bölgesine uygulanan radyoterapinin bir sonucu olabilir. Ayrıca pek çok ilacın yan etkisi olarak da görülebilir.
Tükürük bezi kanseri ne kadar yaygındır?
Tükürük bezi kanserleri nadir görülen tümörlerdir. Tüm baş-boyun kanserlerinin küçük bir yüzdesini oluştururlar. Parotis bezinde çıkan tümörlerin ise yaklaşık %20’si malign karakterdedir.
Tükürük bezi hastalıklarının teşhisinde hangi doktora gidilir?
Kulak, Burun, Boğaz (KBB) hastalıkları uzmanları, tükürük bezi hastalıklarının tanı ve tedavisinde yetkin olan branş hekimleridir. Gerekli görülürse oral cerrahi veya medikal onkoloji gibi bölümlerle konsülte edilebilir.