Gazze Ateşkes Süreci ve Son Durum
Gazze’deki çatışmaların sona ermesi yönünde atılan adımlar, Ekim 2025 itibarıyla ateşkes sürecini gündeme taşımaktadır. ABD Başkanı Donald Trump’ın, İsrail ve Hamas arasında varılan ilk aşamalı ateşkes anlaşmasını onayladığını açıklaması, bu sürecin resmiyet kazanmasına önemli bir katkı sağlamıştır. Mısır’ın Şarm el-Şeyh kentinde imzalanması planlanan anlaşmanın, üç İsrailli rehinin Kızılhaç aracılığıyla Hamas tarafından teslim edilmesiyle somut bir adıma dönüştüğü belirtildi. İsrail Başbakanı Netanyahu’nun anlaşmayı hükümet onayına sunma ve rehinelerin geri gelmesini bekleme çabası devam ederken, Cumhurbaşkanı Erdoğan da İsrail’in ateşkes planına anında uyması gerektiği yönünde uyarılarda bulunmuştur.
Anlaşmanın Temel Şartları
Ateşkes anlaşmasının uygulanması, dört ana unsuru içermektedir. Bunlardan ilki, Hamas tarafından İsrail’e teslim edilen üç İsrailli rehinin geri dönmesidir. Diğer rehinlerin de serbest bırakılması sürecinin işletilmesi beklenmektedir. İkinci olarak, İsrail’in Gazze’ye yönelik askeri operasyonlarını ve bombardımanları durdurması planın temel maddelerindendir. Üçüncü önemli şart, İsrail askerlerinin Gazze’den aşamalı olarak çekilmesini ve bölgeye insani yardımın engelsiz bir şekilde ulaşmasını sağlamaktır. Dördüncü ve uzun vadeli hedef ise, Gazze’de Filistinli teknokrat bir yönetimin kurulması ve Hamas’ın yetkilerinin azaltılmasıdır.
Hamas’ın Konum ve Talepleri
Hamas, Trump’ın 20 maddelik planını, sürecin ön anlaşması olarak kabul ettiğini resmen açıklamıştır. Öne çıkan bir talep ise, İsrail’in ateşkesin ardından Gazze’yi yeniden bombalamaması konusunda uluslararası güvenceler talep etmesidir. Hamas, ilk etapta esir takası sürecini onaylarken, kalıcı bir ateşkese ilişkin çözümün daha sonraki aşamalarda ele alınacağını belirtmiştir. Özellikle İsrail’in operasyonlarını yeniden başlatma olasılığına karşı bir güvence şartı, müzakere sürecinde önemli bir pazarlık unsurunu oluşturmaktadır.
Uluslararası Aktörlerin Rolü
Sürecin ilerleyişinde bölgesel ve uluslararası aktörlerin kritik rolü bulunmaktadır. ABD, süreci başlatan ve denetleyen aktör olarak İsrail ve Hamas’a baskı uygulamaktadır. Mısır ve Katar, müzakere süreçlerinde Orta Doğu’da geleneksel arabuluculuk rolünü üstlenerek anlaşmanın sağlanmasında kilit bir fonksiyon yerine getirmiştir. Türkiye, Gazze’ye yönelik insani yardım girişimleri ve ateşkesin uygulanmasının sağlanması konusunda aktif diplomatik çabalar sergilemektedir. Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler ise insani yardımın bölgeye ulaştırılması ve ateşkesin kalıcı hale getirilmesi için desteklerini sürdürmektedir.
Potansiyel Riskler ve Zorluklar
Ateşkes süreci, ciddi riskler ve engellerle karşı karşıyadır. İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, Hamas’ın varlığının sürdüğü sürece askeri operasyonların devam edebileceği uyarısında bulunmuştur. Hamas, İsrail’in planları bozmak üzere bazı bölgelerde saldırılarını sürdürdüğünü iddia etmektedir. Gazze’deki çatışmaların tam olarak sona ermemesi, ateşkesin güvenli bir ortamda uygulanamaması ihtimalini güçlendirmektedir. Ayrıca, Hamas’ın yetkilerinin azaltılmasına dair yapılanmalara karşı direnci, yönetim transferi sürecinde önemli bir belirsizlik kaynağı olarak görülmektedir.
İnsani Beklentiler ve Uzun Vadeli Perspektif
Gazze’deki açlık krizinin hafifletilmesi ve halkın temel ihtiyaçlarının karşılanması, ateşkesin en acil beklentilerindendir. İnsani yardımın bölgeye engelsiz akışının sağlanması, bu süreçte öncelikli bir hedef konumundadır. Uzun vadeli bir çözüm olarak, İsrail’in Gazze’den askeri güçlerinin çekilmesi ve Filistin yönetiminin yeniden kurulması, barışçıl bir geleceğin temelini oluşturabilir. Bu sürecin kalıcı hale gelmesi, özellikle ABD ve AB’nin aktif diplomatik rolüne ve bölgesel aktörlerin tutarlı çabalarına bağlıdır. Gazze’deki istikrarın sağlanması, sadece bölge halkı için değil, uluslararası barış ve güvenlik için de hayati önem taşımaktadır.
Gazze’deki ateşkes süreci, önemli bir barış fırsatı sunarken, uygulanması ve kalıcı hale getirilmesi halen ciddi zorluklarla doludur. İlgili tarafların taahhütlerinin uygulanması, uluslararası toplumun denetimi ve bölgesel aktörlerin aracılığı, süreçte belirleyici olacaktır. Gazze’deki insani krizin hafifletilmesi ve uzun vadeli bir barışın temellerinin atılması, bu ateşkes sürecinin başarısının ana ölçütü olacaktır.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
SSS: Ateşkes anlaşmasının uygulanması kim tarafından denetlenecek?
Ateşkesin uygulanması, ABD’nin başta olması üzere Mısır ve Katar gibi bölgesel aktörlerin, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği’nin denetiminde gerçekleştirilecektir. Bu aktörler, anlaşmadaki maddelerin taraflarca yerine getirilmesini takip edeceklerdir.
SSS: Hamas’ın talep ettiği uluslararası güvence ne anlama geliyor?
Hamas, İsrail’in ateşkes sonrası Gazze’ye yönelik askeri operasyonlarına yeniden başlamaması için BM gibi uluslararası kurumların garantörlüğü ve bu konuda resmi taahhütler talep etmektedir.
SSS: Gazze’deki yönetim transferi nasıl olacak?
Yönetim transferi, Filistinli teknokrat bir yönetimin kurulmasını, Hamas’ın idari yetkilerinin azaltılmasını ve uluslararası gözlemcilerle desteklenen kurumsal yapıların oluşturulmasını içerir.
SSS: İnsani yardımın Gazze’ye ulaşması hangi engellerle karşılaşıyor?
İnsani yardımın ulaşmasını engelleyen başlıca faktörler, güvenlik sorunları, altyapının çatışmalarda ağır hasar görmesi, siyasi anlaşmazlıklar ve İsrail tarafından uygulanan kısıtlamalardır.
SSS: Ateşkes kalıcı barışa nasıl zemin hazırlayabilir?
Kalıcı barış, İsrail’in Gazze’den askeri olarak çekilmesi, Filistin yönetiminin yeniden kurulması, ekonomik kalkınma projelerinin başlatılması ve uluslararası toplumun sürece aktif katılımı ile mümkün olacaktır.