Çin’de Sivrisinek Kaynaklı Salgın Alarmı

cinde sivrisinek kaynakli salgin alarmi

Çin’in Guangdong Eyaletinde Chikungunya Ateşi Vakaları Artıyor

Çin’in Guangdong eyaletine bağlı Ciangmın şehrinde, sivrisineklerle bulaşan bir viral hastalık olan Chikungunya ateşi vakalarında dikkat çekici bir artış yaşanıyor. 19 Eylül 2025 tarihi itibarıyla bölgede 1714 vaka tespit edildi. Vaka sayısındaki bu hızlı yükseliş, yerel sağlık otoritelerini 3. seviye bir “halk sağlığı acil durumu” ilan etmeye sevk etti. Bu gelişme, hastalığın yayılımını kontrol altına almak ve halkı bilinçlendirmek için kapsamlı önlemlerin alınmasını gerektiriyor.

Chikungunya Ateşi Nedir?

Chikungunya ateşi, insanlara enfekte dişi sivrisineklerin ısırması yoluyla bulaşan viral bir hastalıktır. Hastalığa, Alphavirus cinsinden Chikungunya virüsü (CHIKV) neden olur. İsmi, Tanzanya’daki Makonde dilinde “bükülmek” anlamına gelir ve hastalığın karakteristik şiddetli eklem ağrıları nedeniyle hastaların kıvrılarak yürümesine atıfta bulunur. Virüsün ana vektörleri, Aedes albopictus (Asya kaplan sivrisineği) ve Aedes aegypti (sarıhumma sivrisineği) türleridir. Bu sivrisinekler aynı zamanda dang humması ve Zika virüsü gibi diğer hastalıkları da bulaştırabilir.

Virüs ilk olarak 1952 yılında Tanzanya’da tanımlanmıştır. O tarihten bu yana, özellikle Afrika, Asya ve Hint alt kıtasında periyodik salgınlara neden olmuştur. 21. yüzyılda ise küreselleşme ve iklim değişikliğinin de etkisiyle Avrupa ve Amerika kıtalarında da yerel salgınlar görülmeye başlanmıştır.

Hastalığın Belirtileri ve Klinik Seyri

Chikungunya ateşinin kuluçka süresi genellikle 3 ila 7 gündür. Enfeksiyon, çoğunlukla ani başlayan yüksek ateş ve şiddetli eklem ağrıları ile kendini gösterir. Semptomların başlangıcı genellikle çok keskindir ve hastalar çoğu zaman ateşin yükseldiği saati net bir şekilde hatırlayabilir.

Eklem ağrıları genellikle poliartikülerdir, yani birden fazla eklemi aynı anda etkiler. El bilekleri, ayak bilekleri, dizler ve küçük el eklemleri en sık etkilenen bölgelerdir. Ağrıya sıklıkla eklemlerde şişlik ve hassasiyet eşlik eder. Diğer yaygın semptomlar arasında şiddetli baş ağrısı, kas ağrıları (miyalji), bulantı, halsizlik ve makülopapüler döküntü bulunur.

Hastalığın akut fazı yaklaşık bir hafta ila on gün sürer. Ancak Chikungunya ateşinin en belirleyici özelliği, uzun süre devam eden eklem ağrılarıdır. Bazı hastalarda bu ağrılar ve eklem tutukluğu haftalar, aylar hatta yıllar boyunca sürebilir. Bu durum, hastanın yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürebilir.

Guangdong’daki Salgının Boyutları ve Alınan Önlemler

Mevcut salgın, Çin’in güneyindeki Guangdong eyaletinin Ciangmın şehrinde yoğunlaşmış durumda. Bölgenin subtropikal iklimi, yoğun yağışlar ve yüksek nem oranı, Aedes cinsi sivrisineklerin üremesi için ideal koşulları sağlıyor. Yetkililer, vakalardaki artışı kontrol altına almak için entegre bir vektör mücadelesi stratejisi uygulamaya koydu.

Bu kapsamda, sivrisinek larva üreme alanlarının tespit edilip ilaçlanması, uçkun sivrisineklere karşı sisleme yöntemiyle alan ilaçlaması ve halkın sivrisinek üreme kaynaklarını (durgun su birikintileri, eski lastikler, vazo suları vb.) ortadan kaldırması yönünde bilinçlendirilmesi çalışmaları yürütülüyor. Ayrıca, hastalığın erken teşhisi ve vakaların izolasyonu için sağlık kuruluşlarının kapasitesi güçlendiriliyor.

Halka, sivrisinek ısırıklarından korunmak için uzun kollu giysiler giymeleri, cibinlik kullanmaları, EPA onaylı sivrisinek kovucuları düzenli olarak uygulamaları ve evlerinin çevresindeki durgun suları boşaltmaları tavsiye ediliyor.

Kimler Risk Altında ve Ölüm Oranı Nedir?

Chikungunya ateşi genellikle ölümcül bir hastalık olarak kabul edilmez. Hastalığa bağlı ölüm oranının yaklaşık binde bir olduğu bilinmektedir. Ancak, bu istatistik hastalığın herkes için aynı riski taşımadığını göstermez.

Yeni doğanlar, ileri yaştaki yetişkinler ve diyabet, hipertansiyon veya kalp hastalığı gibi altta yatan kronik sağlık sorunları olan bireylerde hastalık çok daha ağır seyredebilir. Bu gruplarda, hastalık komplikasyonlara yol açabilir ve nadiren de olsa ölümcül olabilir. Olası komplikasyonlar arasında miyokardit, hepatit, retinopati, nörolojik bozukluklar (ensefalit, menenjit, Guillain-Barré sendromu) ve böbrek yetmezliği sayılabilir.

Chikungunya Ateşinin Küresel Görünümü

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, Chikungunya ateşi dünya genelinde tropikal ve subtropikal bölgelerde yaygın olarak görülmektedir. Hastalık, Afrika ve Asya’da endemiktir, yani bu bölgelerde sürekli olarak belirli bir vaka bazı mevcuttur. 2000’li yılların başından itibaren virüs, Hint Okyanusu adaları, Avrupa’nın güneyi ve Amerika kıtasında da büyük salgınlara neden olmuştur.

Özellikle 2014 yılı, hastalığın Karayipler, Orta ve Güney Amerika’da yayılımı nedeniyle küresel çapta bir milyondan fazla şüpheli vakanın rapor edildiği bir yıl olarak kayıtlara geçmiştir. İklim değişikliğine bağlı olarak sivrisineklerin yaşam alanlarının genişlemesi, uluslararası seyahatlerin artması ve kentleşme, hastalığın daha önce görülmediği bölgelere de yayılmasına zemin hazırlamaktadır.

Tedavi ve Korunma Yöntemleri

Chikungunya ateşi için henüz onaylanmış özel bir antiviral tedavi veya aşı bulunmamaktadır. Tedavi, büyük ölçüde semptomatiktir ve hastanın şikayetlerini hafifletmeye yöneliktir. Yatak istirahati, yeterli sıvı alımı ve ateş ve ağrıyı azaltmak için parasetamol gibi ilaçların kullanımı önerilir. Şiddetli eklem ağrıları için nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİ’ler) kullanılabilir, ancak hastalığın kanama riskini artırabileceği göz önünde bulundurularak dikkatli olunmalıdır.

Korunma, tamamen sivrisinek ısırıklarından kaçınmaya ve sivrisinek popülasyonlarını kontrol etmeye dayanır. Bireysel düzeyde, sivrisinek kovucu spreyler kullanmak, uzun kollu giysiler giymek ve sivrisineklerin ev içine girişini engelleyen pencere telleri veya cibinlik kullanmak etkili yöntemlerdir. Toplumsal düzeyde ise yerel yönetimlerin larva üreme alanlarını sistematik olarak izlemesi ve ilaçlaması hayati önem taşır.

Aşı çalışmaları devam etmekle birlikte, henüz ticari olarak temin edilebilen bir aşı bulunmamaktadır. Birkaç aşı adayı klinik deney aşamalarındadır ve yakın gelecekte etkili bir aşının kullanıma sunulması umulmaktadır.

Ciangmın’daki salgın, Chikungunya ateşi gibi vektör kaynaklı hastalıkların halk sağlığı için oluşturduğu sürekli tehdidi bir kez daha gözler önüne seriyor. İklim değişikliği ve küreselleşmenin etkisiyle, bu tür salgınların sıklığı ve coğrafi yayılımının artması bekleniyor. Bu nedenle, hastalığın erken teşhisi, vektör kontrolü ve toplum bilincinin artırılması, gelecekteki salgınların önlenmesinde kilit rol oynamaya devam edecek.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Chikungunya ateşi insandan insana direkt bulaşır mı?
Hayır, Chikungunya ateşi insandan insana direkt temas, hava yolu veya diğer vücut sıvılarıyla bulaşmaz. Hastalığın bulaşması için mutlaka enfekte bir sivrisineğin ısırması gerekir. Ancak, nadir de olsa hamilelik sırasında anneden bebege geçiş ve kan yoluyla bulaş bildirilmiştir.

Chikungunya ateşi geçirdikten sonra bağışıklık kazanılır mı?
Evet, Chikungunya virüsüne karşı gelişen antikorlar muhtemelen ömür boyu bağışıklık sağlar ve aynı kişide hastalığın tekrarlaması son derece nadirdir.

Chikungunya ile Dang Humması nasıl ayırt edilir?
İki hastalık da aynı sivrisinek türleri tarafından bulaştırılır ve benzer semptomlara (ateş, baş ağrısı, eklem ağrısı, döküntü) neden olur. Ancak, Chikungunya ateşinde eklem ağrıları çok daha şiddetli ve uzun sürelidir. Dang hummasında ise daha çok kemik ağrıları ön plandadır ve ciddi vakalarda kanama ve şok tablosu gelişebilir. Kesin tanı ancak kan testleri ile konulabilir.

Türkiye’de Chikungunya ateşi görülüyor mu?
Türkiye, hastalığın endemik olarak görüldüğü bir ülke değildir. Ancak, vektörü olan Aedes albopictus (Asya kaplan sivrisineği) Karadeniz kıyı şeridinde tespit edilmiştir. Bu nedenle, özellikle yaz aylarında, hastalığın endemik olduğu bölgelere seyahatten dönen ve virüsü taşıyan kişilerden yerel sivrisinekler yoluyla yayılma riski teorik olarak bulunmaktadır.