Erasmus Seçiminde Usulsüzlük İddiası

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nde Erasmus Seçim Süreçleri Resmi Kurallara Bağlanmamış

Sayıştay’ın 2024 yılı denetim raporu, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’ndeki Erasmus programı seçim süreçlerine ilişkin dikkat çekici bulgular ortaya koydu. Rapora göre, üniversitede Erasmus programına öğrenci seçimi ve kontenjan dağıtımına dair usuller resmi bir düzenleyici kararla bağlanmamış durumda. Ayrıca, öğrenci seçiminden sorumlu komisyonun rektörlük onayı olmadan görev yaptığı tespit edildi. Bu durum, üniversitede bir Erasmus seçim usulsüzlüğü olduğu yönünde soru işaretleri oluşturuyor.

Erasmus Programı ve Önemi

Erasmus programı, Avrupa Birliği tarafından finanse edilen ve yükseköğretim kurumları arasında öğrenci ile personel değişimini teşvik etmeyi amaçlayan bir eğitim girişimidir. Program, katılımcılara farklı bir Avrupa ülkesinde eğitim görme veya staj yapma imkanı sunarak kültürlerarası deneyim ve akademik gelişim sağlar. Türkiye’nin de tam katılımcı olduğu program, üniversite öğrencileri için son derece değerli bir fırsatlar bütünü olarak kabul edilir.

Seçim Sürecinde Şeffaflık İhtiyacı

Erasmus programının başarısı ve sürdürülebilirliği, katılımcı seçim süreçlerinin adil, şeffaf ve objektif kriterlere dayanmasına bağlıdır. Üniversiteler genellikle öğrencileri seçmek için akademik başarı (AGNO), yabancı dil yeterlilik puanı, mülakat performansı ve sosyal etkinliklere katılım gibi faktörleri değerlendiren bir komisyon oluşturur. Bu sürecin yazılı kurallarla tanımlanmış olması, herhangi bir keyfiliğin önüne geçmek ve eşitliği sağlamak açısından hayati önem taşır.

Sayıştay Raporunun Bulguları

Sayıştay’ın Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’ne ilişkin 2024 yılı performans denetimi raporu, Erasmus programı yönetişimine dair iki temel sorunu ortaya çıkardı. Bu bulgular, üniversitenin idari süreçlerindeki bir zaafiyete işaret ediyor.

Resmi Düzenleme Eksikliği

Raporda öne çıkan ilk husus, üniversitede Erasmus programı kapsamında yapılacak öğrenci seçimlerine ve kontenjan dağıtımına ilişkin işlem usulünün, herhangi bir resmi senato kararı veya yönetmelik gibi düzenleyici bir belgeye dayanmamasıdır. Bu eksiklik, süreçlerin yazılı olmayan, geleneksel yöntemlerle yürütülüyor olma ihtimalini güçlendiriyor. Usulün resmiyete dökülmemiş olması, uygulamada tutarsızlıklara ve şeffaflıktan uzak kararlara kapı aralayabilir.

Komisyonun Yetki Ekseni

Denetim raporundaki bir diğer kritik tespit ise Erasmus öğrenci seçim komisyonunun, rektörlük makamından resmi bir onay alınmadan oluşturulmuş ve faaliyet göstermiş olmasıdır. Üniversite yönetim hiyerarşisinde, bu tür komisyonların görevlendirilmesi ve yetki alanı genellikle rektörlük onayı ile resmiyet kazanır. Bu onay sürecinin atlanmış olması, komisyonun yasal dayanağını ve dolayısıyla aldığı kararların meşruiyetini sorgulanır hale getirebilecek bir durum olarak kayıtlara geçti.

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Hakkında

2007 yılında Ağrı Dağı Üniversitesi adıyla kurulan kurum, 2008 yılında iş insanı ve hayırsever İbrahim Çeçen’in adını almıştır. Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki önemli yükseköğretim kurumlarından biri olan üniversite bünyesinde; 6 fakülte, 2 enstitü, 5 yüksekokul ve 5 meslek yüksekokulu bulunmaktadır. Erasmus gibi uluslararası programlar, bölge öğrencileri için önemli bir pencere niteliği taşımaktadır.

Usulsüzlük İddialarının Olası Etkileri

Erasmus seçim usulsüzlüğü olarak yorumlanabilecek bu tür idari eksiklikler, birden fazla olumsuz sonuca yol açabilir. Öncelikle, öğrenciler arasında adil fırsat eşitliği ilkesinin zedelenmesine neden olabilir. Seçim kriterlerinin net olmaması, hak ettiği halde programa seçilemeyen öğrencilerin mağduriyet yaşamasına sebep olabilir. İkinci olarak, üniversitenin itibarını zedeleyerek, ulusal ve uluslararası düzeydeki diğer yükseköğretim kurumları ve program paydaşları nezdinde güven kaybına yol açabilir. Son olarak, Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi (Ulusal Ajans) ile olan ilişkileri olumsuz etkileyebilir ve kurumun program kapsamındaki fonlarını riske atabilir.

Sonuç

Sayıştay denetim raporu, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’ndeki Erasmus süreçlerinin daha şeffaf, hesap verebilir ve resmi kurallar çerçevesinde yürütülmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Yaşanan bu Erasmus seçim usulsüzlüğü iddiaları, yalnızca bir üniversitenin değil, benzer idari yapıdaki tüm kurumların iç denetim mekanizmalarını gözden geçirmesi için bir uyarı niteliği taşımaktadır. Öğrencilerin haklarının korunması ve programın amacına uygun şekilde yürütülebilmesi için seçim süreçlerinin her aşamasının yazılı, ilan edilmiş ve denetime açık kurallara dayanması büyük önem arz etmektedir.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Erasmus programına katılım için genel kriterler nelerdir?
Genel olarak öğrencilerin lisans, yüksek lisans veya doktora düzeyinde kayıtlı olmaları, asgari bir akademik not ortalamasını (AGNO) sağlamaları ve programa başvurdukları dil için yeterlilik seviyesini karşılamaları beklenir. Spesifik kriterler her üniversitenin kendi iç düzenlemeleri ile belirlenir.

Erasmus seçim komisyonu nasıl oluşur ve görevleri nelerdir?
Komisyon genellikle üniversite senatosu veya rektörlük tarafından belirlenen öğretim üyelerinden oluşur. Görevi, başvuran öğrencileri önceden ilan edilmiş objektif kriterlere (akademik başarı, dil puanı, mülakat vb.) göre değerlendirmek ve programa katılmaya hak kazanan öğrencileri belirlemektir.

Seçim sürecinin resmi bir kararla belirlenmemiş olması ne gibi riskler doğurur?
Bu durum, sürecin keyfiliğe açık hale gelmesine, şeffaflığını yitirmesine ve adil olmayan uygulamalara zemin hazırlayabilir. Öğrencilerin itiraz hakkını kullanmasını zorlaştırabilir ve üniversitenin idari yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle yaptırım riski oluşturabilir.

Benzer bir usulsüzlük şüphesi ile karşılaşan öğrenci ne yapmalıdır?
Öğrenci öncelikle kendi üniversitesinin ilgili birimlerine (Uluslararası İlişkiler Ofisi, Öğrenci Dekanlığı) resmi bir dilekçe ile başvurarak süreci sorgulayabilir. Yeterli yanıt alamaması halinde Yükseköğretim Kurulu (YÖK) veya Sayıştay gibi üst denetim mekanizmalarına şikayette bulunma hakkına sahiptir.

Sayıştay’ın bu türden bir tespiti sonrasında ne olur?
Sayıştay, tespitlerini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunar. Rapordaki usulsüzlükler, ilgili kurumun (YÖK veya üniversite) harekete geçmesi için bir uyarı niteliği taşır. Üniversitenin, eksiklikleri gidermek için bir eylem planı oluşturması ve süreçleri resmi kurallara bağlaması beklenir.

Yayım tarihi
Gündem olarak sınıflandırılmış

Medihaber tarafından

Güvenilir sağlık haberleri ve rehber niteliğinde içeriklerle doğru adımlar atmanızı sağlıyoruz.