Kef Kalesi’nde 8 Fil Ayağı Bulundu

Kef Kalesi Kazıları: Urartu’nun Gizemli Dünyasından Yeni Bilgiler

Bitlis’in Adilcevaz ilçesinde, 2 bin 300 rakımlı bir tepe yamacında yer alan Kef Kalesi, geçmişin derinliklerinden gelen seslerini gün yüzüne çıkarmaya devam ediyor. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Coşkun başkanlığında yürütülen bilimsel kazı çalışmaları, Urartu medeniyetinin son dönemine ışık tutan önemli bulgulara imza atıyor. MÖ 7. yüzyılda Urartu Kralı II. Rusa tarafından inşa ettirilen ve stratejik konumuyla dikkat çeken kale, 2025 yılı kazı sezonuyla birlikte yeniden gündeme geldi. Bu yılki çalışmalarda özellikle kaledeki büyük salon kısmında yoğunlaşan ekip, hem yapısal kalıntıları hem de hayati buluntuları ortaya çıkarmayı başardı.

Kef Kalesi’nin 2025 yılına ait kazı çalışmaları, 12 Mayıs tarihinde resmi olarak başladı. Kazılar, öncelikli olarak kaledeki ana salon yapısında yoğunlaştı. Bu bölümdeki kazılar kapsamında, yukarı salonun tamamının topraklarla kaplı olan kısmının temizlendiği ve mimari dokusunun gün yüzüne çıkarıldığı belirtildi. Alanın mimari özelliklerini ortaya koyan çalışmalar sırasında, önemli sayıda arkeolojik buluntu tespit edildi. Bu buluntular arasında; Urartu dönemine ait mühür baskıları, farklı formlarda seramik parçaları, çeşitli amaçlarla kullanıldığı düşünülen taş aletler, süs eşyaları ve büyük bir duvara bağlantılı olarak inşa edilmiş olduğu anlaşılan ocak alanı yer alıyor. Bu ocakla ilişkili olarak, içinde kül yığınları ve çeşitli hayvan kemiklerinin bulunduğu birikim de tespit edilerek, alanın işlevine dair ipuçları elde edildi.

Kef Kalesi kazı ekibini yönlendiren Doç. Dr. İsmail Coşkun, bu sezonun en çarpıcı bulgularından birinin, yukarı salon yapısıyla bağlantılı bir oda kompleksi olduğunu aktardı. Ekip, bu bölümde 8 fil ayağının tamamının birbiriyle ilişkili bir şekilde yer aldığını ve gün yüzüne çıkarıldığını bildirdi. Bu alana, Urartu metinlerinde “Aşihusi” olarak geçen ve “bereket evi” veya “ziyafet salonu” olarak yorumlanan işlevin atandığı ifade edildi. Bu isimlendirme, alanın Urartu aristokrasisinin sosyal ve törensel faaliyetlerine ev sahipliği yaptığına dair güçlü bir hipotez sunmaktadır. Ayrıca, bölgede gerçekleştirilen detaylı jeomanyetik ve jeoradar çalışmalar da kale ve çevresinin alt yapısını anlamada destekleyici veriler sağlamaktadır.

Kale Yapısı ve Stratejik Önemi

Kef Kalesi, mimari planı ve coğrafi konumuyla Anadolu’nun en önemli Urartu yapılarından biri olarak kabul edilmektedir. Yapılan incelemeler, kalenin geniş bir alana yayıldığını ve iki ana bölümden oluştuğunu ortaya koymuştur. Bunlardan biri, yönetim ve askeri faaliyetlerin merkezlendiği “yukarı şehir” bölgesi diğeri ise kalenin etrafında gelişen yerleşim alanı olan “aşağı şehir”dir. Toplamda 200 bin metrekarelik bir alana yayılan Kef Kalesi, etrafını saran devasa surlarla tamamen çevrili bir savunma sistemi oluşturmaktadır. Bu surların, kalenin hem askeri gücünü hem de bölgedeki egemenliğini simgelediği düşünülmektedir.

Kazı çalışmalarının bir diğer odak noktası, kale sarayının giriş kısmında yer alan ve muhtemelen mutfak olarak kullanıldığı tahmin edilen bir alandı. Bu bölümde ele geçen buluntular, özellikle mutfak faaliyetlerine ait aletlerin ve hayvan kalıntılarının varlığı, alanın işlevini doğrulamaktadır. Saray kompleksinin mimari detayları, bölgenin Urartu döneminde nasıl organize edildiğine dair önemli veriler sunmaktadır. Özellikle sarayın iç mekanlarında tespit edilen duvar resimleri, mimari süslemeler ve ocak yapıları, Urartu mimarisinin özelliklerini bu coğrafyada taşımaktadır.

Kazılarda Ele Geçen Buluntuların Önemi

2025 yılı kazı sezonunda elde edilen taşınır ve taşınmaz kültür varlıkları, Bitlis’in tarihini yeniden anlamak açısından kritik bir öneme sahiptir. Özellikle Urartu’nun son dönemine tarihlenen bu buluntular, medeniyetin son yıllarında bu bölgede yaşanan kültürel ve ekonomik süreçleri aydınlatma potansiyeline sahiptir. Mühür baskıları, dönemin idari ve ticari ilişkilerine dair bilgi verirken, seramik ve taş aletler ise günlük yaşamın pratik yönlerini gözler önüne sermektedir. Süs eşyaları ise dönemin estetik anlayışı ve zanaatkarlık teknikleri hakkında önemli ipuçları sunmaktadır.

Kalede tespit edilen yapısal kalıntılar, özellikle büyük salon ve “Aşihusi” olarak adlandırılan oda kompleksi, Urartu saray mimarisinin özelliklerini sergilemektedir. Bu alanlardaki mimari detaylar, örneğin ocakların konumu, duvarların işlevsel düzenlenişi ve oda bağlantıları, dönemin sosyal yapı ve tören geleneklerini anlamak için değerli birer kaynak niteliğindedir. Hayvan kemikleri ve kalıntıları bulunan ocak alanı, dönemin beslenme alışkanlıkları ve sosyal ritüelleri üzerine araştırmalar yapılmasına olanak tanıyacaktır. Kef Kalesi’nin hem askeri bir üs olması hem de idari ve ekonomik bir merkez olması, buluntuların çok yönlü analizi için zengin bir veri tabanı oluşturmaktadır.

Kazılar sonucunda elde edilen verilerin bir bütün olarak değerlendirilmesi, Bitlis ve çevresinin Urartu Krallığı’nın son dönemindeki konumunu netleştirecektir. Ayrıca, bu bulguların diğer Urartu merkezleri özellikle Van Gölü Havzası’ndaki kazılarla karşılaştırılması, medeniyetin yayılma ve etkileşim dinamiklerini daha iyi anlamanızı sağlayacaktır. Kef Kalesi, Urartu’nun Anadolu’daki varlığının son izlerini taşıyan bir açık hava müzesi olarak, gelecek nesillere miras olarak bırakılması gereken önemli bir tarihsel dokuya ev sahipliği yapmaktadır. Bu nedenle, kazı çalışmalarının devamı ve buluntuların bilimsel olarak değerlendirilmesi büyük önem arz etmektedir. Kef Kalesi kazıları, Urartu’nun gizemli dünyasından yeni bilgiler ortaya çıkararak bölgenin tarihine ışık tutmaya devam etmektedir.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Kef Kalesi kim tarafından ve ne zaman inşa ettirilmiştir?
Kef Kalesi, Urartu Kralı II. Rusa tarafından MÖ 7. yüzyılda inşa ettirilmiştir.

Kef Kalesi kazılarında hangi önemli bulgulara ulaşılmıştır?
2025 yılı kazılarında, yukarı salonun tamamı ortaya çıkarılmış, 8 fil ayağına sahip bir oda kompleksi (“Aşihusi”) tespit edilmiş ve mühür baskıları, seramik, taş aletler, süs eşyaları ile ocak ve hayvan kemikleri gibi önemli buluntular ele geçirilmiştir.

Kef Kalesi’nin mimari özellikleri nelerdir?
Kef Kalesi, 200 bin metrekarelik bir alana yayılmış, etrafı surlarla çevrili “yukarı şehir” ve “aşağı şehir” olmak üzere iki ana bölümden oluşan bir yapıdır.

Kazı çalışmalarını kim yürütmektedir?
Kazılar, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Coşkun başkanlığında yürütülmektedir.

Kef Kalesi’nin tarihi önemi nedir?
Kale, Urartu medeniyetinin son dönemine ışık tutması açısından önem taşımaktadır. Bulguları, Bitlis’in tarihini ve bölgedeki Urartu egemenliğini anlamak için kritik bilgiler sunmaktadır. Daha fazla bilgi için kef kalesi aramasını yapabilirsiniz.