Rekortmen Baba, Kan Bağışı Mirasını Devam Ettiriyor

rekortmen baba kan bagisi mirasini devam ettiriyor

Rekortmen Baba ve Oğulunun Kan Bağışı Hikayesi

Ahmet Bahadır Alpsan, 1972 yılında rahatsızlanan annesine uygun kan bulunamaması üzerine kan bağışçısı olmaya karar verdi. O dönemde birçok hastanede çeşitli hastalara bağışta bulundu. 1984’te doğum sonrası sarılık teşhisi konulan oğlu Muzaffer Olcayto Alpsan için de kan bulmakta zorlandı.

Kan Bağışçısı Olmanın Önemi

Baba Alpsan, 1988 yılında Türk Kızılay’a düzenli olarak kan bağışlamaya başladı. 219 kan bağışı ile Türkiye’nin en fazla bağış yapan kişi oldu. Kan bağışına yönelik farkındalık etkinliklerine de katılan Alpsan, 6 Haziran 2024’te vefat etti. Oğul Muzaffer, babasının “kan bağışına devam et” vasiyetini yerine getirerek, üç ayda bir Türk Kızılay Ege Bölgesi Kan Merkezi Müdürlüğü’ne gelerek kan vermeye devam ediyor. Şu an 58. kan bağışını gerçekleştirdi.

“İnsan Hayatına Dokunuyoruz”

Muzaffer, AA muhabirine, babasının ani vefatının ardından hâlâ onun yokluğuna alışamadığını dile getirdi. Babası sayesinde kan vermeye başladığını belirten Alpsan, “Bir ünite kan ya da trombosit veriyoruz, bir insanın hayatına dokunuyoruz. Bu hayatta bir insanın hayatını kurtarmaktan daha değerli ne olabilir ki?” dedi. Bu tür bağışların hem insanlık için önemli olduğunu, hem de vicdanı rahatlattığını vurguladı.

Alpsan, babasının birçok kişiyi bağışçı olmaları için ikna ettiğini, vefatının ardından Türk Kızılay’a yalnız gitmenin kendisini üzdüğünü ifade etti.

Babasına Olan Saygısı

Muzaffer, babasına olan sevgisini şu sözlerle dile getirdi: “Benim için Kızılay demek babam demek. Babam demek Kızılay demek. Duygulanıyorum.” Arkadaşlarına ve çevresine de Türk Kızılay’a yönelmelerini öneriyor. “Herkes kan versin, bir cana dokunsun,” diyor. Babasının mirasını devam ettireceğini belirtti.

Kızılay’da Süregelen Miras

Türk Kızılay Ege Bölgesi Kan Merkezi Müdürü Barış Dolaş, Ahmet Bahadır Alpsan’ın 440 kez kan bağışında bulunduğunu ifade etti. Alpsan, 70 yaşına kadar kan bağışına devam etmiştir. Vefat ettiği güne kadar her üç ayda bir kan bağışına götürdüğü kişilere refakat ederken, onlara yemek ikram etmeyi de ihmal etmemiştir.

Muzaffer Olcayto Alpsan da babası gibi yardımsever bir birey. “Artık ben de babamın mirasını sürdürüyorum.” diyen Dolaş, “Özellikle lösemi ve talesemi hastası çocuklara yardım ediliyor” ifadesini kullanarak, bu tür bağışların toplum için büyük önem taşıdığını belirtti.

Sonuç

Bu hikaye, bir aile içinde devam eden bir mirası ve topluma olan katkıyı gözler önüne seriyor. Kan bağışı, sadece bireysel bir eylem değil, aynı zamanda toplum için kritik bir öneme sahip. Muzaffer, 58. kan bağışını yaparak hem babasının mirasını yaşatmaya devam ediyor, hem de insanlık adına önemli bir görevi üstleniyor.