Scimitar Sendromu Tedavisinde Önemli Gelişme
Damarın şeklinin halk arasında “Türk kılıcı” anlamına geldiği Scimitar Sendromu, Dilek Cömert’e uygulanan kapalı ameliyat ile tedavi edildi. Prof. Dr. Mehmet Salih Bilal tarafından yapılan bu yöntem, kalbi durdurmadan gerçekleştirildi ve dünya genelinde bu tür bir müdahaleye tabi tutulan ilk hasta oldu.
Scimitar Sendromu Nedir?
Scimitar Sendromu, akciğerlerden kalbe giden temiz kanı taşıyan damarın, kalbin sol kulakçığı yerine kirli kan taşıyan damarlarla birleştiği nadir bir hastalıktır. Her 100 bin kişiden biri bu sendromdan etkilenmektedir. İki farklı tipi bulunur. Bir tipinde bebeklik döneminde belirtiler görülürken, diğer tipte ileri yaştaki bireyler nefes darlığı ve tekrarlayan akciğer enfeksiyonları ile doktora başvurmaktadır.
Ameliyat Süreci
Prof. Dr. Mehmet Salih Bilal, kapsamlı tetkiklerin ardından Dilek Cömert’in ameliyat edilmesine karar verdi. Geleneksel yöntemlerde göğüs tamamen açılarak ve kalp durdurularak yapılan operasyon, bu defa minimal invaziv bir yöntemle gerçekleştirildi. Küçük bir kesimle göğüs boşluğuna girildi ve kalp durdurulmadan müdahale gerçekleştirildi. Bu sayede Cömert, hızlı bir şekilde sağlığına kavuştu.
Ameliyat Sonrası İyileşme
Dilek Cömert, ameliyat sonrasında nefes darlığı ve yorgunluk hissetmediğini belirtti. Eskiden 1-2 dakika yürümek için 5 dakika dinlenmek zorunda kaldığını, ancak now böyle bir sıkıntı hissetmediğini ifade etti. Yaşam kalitesinin arttığını ve kalp atışlarının normal seyrettiğini iletti.
Cerrah ile Yaşanan Güven İlişkisi
Dilek Cömert, uzun süre hasta olduğunu bilmesine rağmen uygun bir cerrah bulmanın zorluğunu vurguladı. Şubat ayında rahatsızlanmasına sebep olan sıkıntılar sonrasında Prof. Dr. Bilal ile tanıştığını ve cerrahın “Bu ameliyatı yapabilirim” cevabını almasının kendisine umut verdiğini dile getirdi.
Dilek Cömert, adım atma sürecinde kendisini çok iyi hissettiğini ve bu tedavi için Prof. Dr. Bilal’e teşekkür etti.
Yenilikçi Yaklaşım
Prof. Dr. Mehmet Salih Bilal, Scimitar Sendromu tedavisinde uyguladığı yöntemle ameliyat süresini kısaltmayı ve kalp üzerindeki olumsuz etkileri minimize etmeyi başarmıştır. Bu tür yenilikçi yaklaşımlar, hastaların daha hızlı iyileşmesine olanak sağlamaktadır. Ameliyat sonrası hastaların sıradan yaşamlarına dönüş süreci daha az zorlukla geçmektedir.